Bir Başarısızlığın Anatomisi -7- Ve Son Ve Başlangıç

Ne demiştim en son? “Zinciri kırmak” değil mi? Evet tahmin edebileceğiniz gibi bu yazı dizisine konu olan 40 gün sürdürmeyi planladığım değişim zinciri bir anda kopuverdi ve yorgunluk, isteksizlik ve yaşam biçimimizin insanı sürükleyen akıntısının gücü beni yine önüne katıp sürüklemeye başladı.

Bir analize ihtiyaç varsa eğer şunu söyleyebilirim: Bizi büyük atılımlar yapmak için cesaretlendiren hayallerimizse, bu atılımları sonuca ulaştırmamıza yarayacak şey gerçekçiliğimiz ve sabrımız. Bu üç şeyin dogru karışımı olmadan yol almak epey zor.

Ve keşke küçükken bize öğrettikleri şey sadece çiçeklerin nasıl fotosentez yaptığı değil bir çiçeği yaşatabilecek sorumluluk duygusuna nasıl sahip olacağımız, onu her gün sulayacak disiplini nasıl edineceğimiz, hiç bıkmadan sabırla tekrarladığımız küçük şeylerin nasıl büyük şeyler yaratabileceği olsaydı. Sanırım ben bu konuda Işık’a karşı sorumluyum.

Bu yazı dizisine konu olan olaylar 2017 yılının ilk aylarında geciyor. O günden beri epeyce değişiklik oldu hayatımda. İşimi değiştirdim, Urla’ya taşındım, artık apartmanda değil bahçeli bir evde yaşıyoruz, evde kedimiz kapıda besledigimiz köpekler var. Böyle anlatınca kulağa hoş geliyor değil mi? Hoş elbette ama İstanbul’dan bakıldığında görüldüğü kadar da hoş degil aslında. Dogrusu bu son bir yılın benim için epey sıkıntılı geçtiği bile söylenebilir. Bunları sonraki yazıda paylaşacağım, Urla rüyasını bir de ben anlatayım bakalım.

Not: Bu yazıyı eve dönüş yolunda bir dolmuşta yazıyorum. İsteyince oluyormuş gercekten…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: