Shakespeare'in Coriolanus adlı oyunu, kibriyle ünlü Romalı bir komutanın hikayesini anlatıyor. Kitabın edebi yönünü pek tartışmayacağım -ki bence şimdiye kadar okuduğum en iyi Shakespeare eseri değildi- ancak Coriolanus, benim "halk" kavramı üzerine düşünmeme vesile oldu.Kitabın giriş bölümünde hikayeye ilişkin genel bilgiler ve kimi bölümlerden parçalar bulunmakta. Daha ilk sayfada şu satırları okudum, Coriolanus, halka şöyle... Continue Reading →
Ulucanlar Duvarındaki Nazım Hikmet
Gazetecilik yaptığım süre boyunca birçok haber hazırladım. Hürriyet'te çalışmanın avantajları ve dezavantajları vardı ve bu nedenle hazırlamaktan keyif aldığım haberler kadar saçma olduğunu düşündüğüm haberler de yazmak zorunda kaldım. Geçen gün eski yazıları karıştırırken hazırlamaktan en çok zevk aldığım haberlerden birine rastladım. Ulucanlar Cezaevi boşaltıldıktan sonra mimarlık öğrencileriyle birlikte biz de Ulucanlar'ı gezmiştik. Onlarca hayatın... Continue Reading →